– İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Büyükçekmece TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde, 28 Ekim-5 Kasım günleri arasında düzenlenecek 40. İstanbul Kitap Fuarı açılış törenine katıldı. Tören öncesinde stantları gezen İmamoğlu, kitap fuarına gezen, çoğunluğu öğrencilerden oluşan gençlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Gençlerle anı fotoğrafları çektiren İmamoğlu, bir öğrencinin de kolundaki alçıyı imzaladı. İmamoğlu, stant gezilerinin ardından, sunuculuğunu, Türk sinemasının unutulmaz aktörlerinden Münir Özkul’un kızı Güner Özkul’un yaptığı açılış töreninin yapılacağı Karadeniz Salonu’na geçti. Bu yılki fuarın Onur Yazarı Prof. Dr. Nermin Abadan Unat’ın rahatsızlığı nedeniyle katılamadığı açılış töreninde, sırasıyla; TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan, Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) Başkanı Karine Pansa ve İmamoğlu birer konuşma yaptı.
“SİLAHLARIN DEĞİL, FİKİRLERİN ÇATIŞTIĞI VE BARIŞ DOLU
BİR DÜNYAYI KİTAPLARIN GÜCÜYLE VAR ETMEK MÜMKÜN”
TÜYAP Kitap Fuarı’nı Taksim günlerinden itibaren takip ettiğini belirten İmamoğlu, “Her yıl iple çektiğim, özel bir buluşma anı TÜYAP” dedi. Hayatı boyunca kitaplardan çok şey öğrendiğini vurgulayan İmamoğlu, “Bugün olduğum kişi olmamda da kitapların olağanüstü katkıları söz konusu. Kolektif hafızayı korumanın, paylaşmanın, geleceğe aktarmanın insanlık adına en güzel yoludur kitapların varlığı” diye konuştu. Türkiye’nin yakın coğrafyasında çok büyük acılar yaşandığına dikkat çeken İmamoğlu, “Kuzeyimizde, güneyimizde ne yazık ki savaşlarla dolu, zor günlerden geçiyoruz. Bu acıların bir an önce son bulması, çok büyük bir temennimiz, duamız. Ama şunu ifade etmek isterim: Silahların değil, fikirlerin çatıştığı ve barış dolu bir dünyayı var etmek mümkün. Bunun yolunun eğitimden, kitapların gücünden, daha çok insana dokunmak, farklılıkları şiddetle değil, tartışmalarla çözme kültürünü yaygınlaştırmakla mümkün olduğunu buradan ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.
“100 YIL ÖNCE AKLA, BİLİME, AYDINLANMAYA
YÖNELİK, ÇOK BÜYÜK VE DEĞERLİ BİR ADIM ATILDI”
29 Ekim’de 100’ncü yılını kutlayacağımız Cumhuriyeti, “Yaşamın her alanında, dünya çapında bir dönüşüm hikayesi” sözleriyle tanımlayan İmamoğlu, “Akla, bilime, aydınlanmaya yönelik, çok büyük ve değerli bir adım atıldı tam 100 yıl önce. Belki de bugün, 100 yıl önce, kimsenin bilmediğini Mustafa Kemal Atatürk zihnine koymuş ve bir gün sonra ilan edecekti ve bütün altyapıyı buna göre hazırlamıştı. Cumhuriyet; harf devrimi ve eğitim ile beraber, ülkenin en ücra köşesine dahi bilgiyi okuma-yazmayı, kültürü, edebiyatı, bir şeyden haberdar olma fikrini, özgürlüğünü o insanlara sunma konusunda olağanüstü bir hizmet sunmuştur. Bazen çok farklı şeyler konuşulur eğitimle ya da eğitim seviyesiyle ilgili. Ben, birçok insanın kendi ailesine baktığımda, aslında nasıl zorlu bir süreçten geçerek, Cumhuriyetin bizleri var ettiğini görmemizin mümkün olduğunu düşünürüm” dedi.
DEDESİNİ VE HASAN ALİ YÜCEL’İ ANDI
“Benim ailemde, okuma yazmayı ilk öğrenen kişi dedemdi” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Ve dedem, Cumhuriyetle beraber okula gitti. Ondan önce benim ailemde sadece, ezberlenmiş duaların dışında, farklı bir kaynaktan elde edilmiş bir bilgiye sahip bir fert yoktu. Anadolu’da birçok ailede bunu görmeniz mümkündür. O bakımdan Cumhuriyetin aydınlanması, işte 1920’lerin başında doğan bir insanın, 30’ların başında eğitim alarak okuma-yazma, ilkokul, ortaokulu okuyarak ve sonrasında gelen eğitim dönemi, torununu İstanbul’da bir Büyükşehir Belediye Başkanı yapabiliyor. Ben eminim, herkesin hayatında Cumhuriyetin aydınlanmasının olağanüstü katkıları söz konusudur. Onun için, her şeyimle kendimi, Cumhuriyetin değerlerine adamış biri olarak ilan etmekten ve tanımlamaktan olağanüstü gurur duyuyorum ve bu yolda yürümekten asla vazgeçmeyeceğimi de hepinizin huzurunda dile getirmek isterim. Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti, tam da işte bu şekilde, eğitimden aldığı güçle kök saldı ve 100’ncü yılına ulaştı. Bu noktada, dünya klasiklerinin dilimize çevrilmesi yönünde öncülük eden, Cumhuriyetimizin kültürel gelişiminin, eğitim sistemimizin çok özel noktalara erişmesine, çağdaşlaşmasına katkı sunan Köy Enstitüleri’nin kurucusu Hasan Ali Yücel’i de burada rahmetle, minnetle anmak isterim. Çünkü bir başka yönüyle Hasan Ali Yücel’in köyüne kadar gittim. Ailesinin mezar taşlarına ulaştım. Yüzlerce mezar taşında ailesinin fertlerini okumaya gayret ettim. Çünkü o da Giresun’un Görele ilçesinin Dayılı Köyü’nde, İmamoğlu ailesinin bir çocuğuydu. Onun için böyle bir bağla kendisini orada ziyaret etmekten büyük onur duydum.”
“705 BİN KİTAPI YAYINEVLERİNDEN ALIP ÜCRETSİZ DAĞITTIK”
İBB Yayınları olarak, 40. İstanbul Fuarı’nda yer almaktan dolayı gururlu olduklarını kaydeden İmamoğlu, “İBB olarak, göreve geldiğimiz günden bugüne, artık 705 bin sayısını aşmış kitabı, yayınevlerinden alarak, ücretsiz dağıtımla, 62 -yakında bu sayıyı 2-3 daha artıracak açılışlarımız olacak- kütüphaneyle birlikte de vatandaşlarımıza ulaştırmış oluyoruz. 395 yayıneviyle müşterek bir çalışma oluşturduk. Yine yayınevleriyle sınav kitabı çalışmasını müşterek yürüttük ve orada da 350 bin gibi bir sayıya ulaştık. Bugün eserlerimiz burada vatandaşlarımızla buluşacak. Burada da 164 eseri, 4,5 yılda, başta İstanbul’un iyi öğrenilmesi ve İstanbul’un tanıtılmasına destek sunma adına, üretmiş olmanın da hem İstanbul Büyükşehir Belediye Yayınları hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphane kurumumuz tarafından oluşturulmasının keyfini ve gururunu yaşıyoruz” bilgilerini paylaştı. İmamoğlu, katılımcıları İBB Yayınları standına davet etti.
“KENDİME BİR TOTEM GİBİ DE TARİFLEMİŞ OLAYIM”
IPA Başkanı Karine Pansa ile açılış öncesinde tanıştıklarını ve sohbet ettiklerini aktaran İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Kendisine şunu söyledim: ‘2026 henüz verilmemiş. Burada Genel Müdürümüz de var. Kültür Bakanlığımız ve İstanbul Büyükşehir Belediyemiz, diğer kurum, kuruluşlarımızla birlikte; 2026’nın kitap başkenti İstanbul olmalı. Bu gecikmiş başkentliği, inşallah hep birlikte; bakanlığımız, belediyemiz ve sizlerin de oluruyla İstanbul’umuza kazandırırız. Zira İstanbul, gerçekten dünyada birçok duyguyu bir araya getiren, birleştiren bir şehirdir. Binlerce yıllık kültürel, tarihsel birikimiyle buna hazırdır. Ve inşallah, sizlerin de katkılarıyla, hep birlikte başarırız.’ Bunu kendime bir totem gibi de tariflemiş olayım. 2026’da kitabın başkenti İstanbul, 2036’da olimpiyatların yapıldığı bir İstanbul. İnşallah bu nasip olur. Hep birlikte çalışırsak bu da olur, diye düşünüyorum. Bu duygularla buradayım. Hepinize çok teşekkür ediyorum.
Konuşmaların ardından kesilen kurdele ile 40. İstanbul Fuarı, 9 gün süreyle kapılarını resmen kitapseverlere açmış oldu.